Salı, Şubat 25, 2025
spot_img
Ana SayfaDünyaABD'den Guantanamo'ya gönderilen göçmenlerden haber alınamıyor

ABD'den Guantanamo'ya gönderilen göçmenlerden haber alınamıyor


ABD Başkanı Donald Trump’ın “suçlu göçmenlerin” gözetim altında tutulması için Guantanamo Körfezi’nde 30 bin kişilik tesisin hazırlanması talimatı üzerine, göçmenlerden oluşan ilk grubu taşıyan uçak, 5 Şubat’ta bölgeye indi.


ABD’deki 11 Eylül (2001) saldırılarından sonra dönemin Başkanı George W. Bush tarafından “teröre karşı küresel savaş” söylemiyle terör zanlısı olduğu iddia edilen kişileri tutmak ve sorgulamak için 11 Ocak 2002’de açılan Guantanamo üssündeki gözaltı merkezi, işkence gibi uluslararası hukuka aykırı birçok eylemin sembolü olarak görülüyor.


Küba’dan 1903’te kiralanan Guantanamo, bir ABD üssü olmasına rağmen ülke sınırları içerisinde bulunmadığı için burada ABD yasaları uygulanamıyor.


Amerikan Sivil Özgürlükler Birliğine (ACLU) göre, Guantanamo tesislerinde, açıldığı günden itibaren, aralarında erkek çocukların da yer aldığı tamamı Müslüman 779 kişinin tutulduğu, bunların işkence gördüğü ve çoğunun hiçbir suç isnat edilmeden yargısız infazla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.


ABD Savunma Bakanlığının verilerine göre, 700’den fazla tutuklunun sonradan başka ülkelere transfer edildiği Guantanamo hapishanesinde, Ocak 2025 itibarıyla 15 tutuklu bulunuyor.


ABD merkezli Anayasal Haklar Merkezi (CCR) Kıdemli Yöneticisi Shayana Kadidal, hukukçu Ayla Kadah ve RMIT Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Binot Kampmark, göçmenlerin Guantanoma’ya gönderilmesinin hukuki boyutunu değerlendirirken Yemenli yazar ve Londra merkezli CAGE International adlı sivil toplum kuruluşu koordinatörü Mansur Adayfi, 2002-2016 yıllarında tutuklu kaldığı hapishanenin şartlarını anlattı.


“Orası 2004-2022 yıllarında olduğu gibi bir kara delik”


CCR Kıdemli Yöneticisi Kadidal, göçmenlerin daha önce 11 Eylül sonrası tutuklular için kullanılan boş bir hapishanede (Kamp VI) ile son 30 yıldır denizde yakalanan Kübalılar ve Haitililer için kullanılan Göçmen Operasyon Merkezi’nde (MOC) tutulduğunu aktardı.


Washington’ın, göçmenleri “Yabancı Terör Örgütü” olarak tanımlanan Tren de Aragua çetesine mensup “tehlikeli suçlular” şeklinde nitelendirdiğini hatırlatan Kadidal, hükümetin göçmenlerin yasal hiçbir hakları olmadığını iddia etmek için böyle yaptığını ifade etti.


Kadidal, “Üç kişinin aile üyeleri adına dava açtık. Guantanamo’daki yakınlarından hiç haber alamıyorlar yani orada olup biten herhangi bir şeyi belgeleme imkanı yok. Orası 2004-2022 yıllarında olduğu gibi bir kara delik.” ifadelerini kullandı.


ABD İç Güvenlik Bakanlığının MOC’de tutulan göçmenlere ayda bir saat telefon görüşmesi hakkı tanıyacağını duyurduğunu anımsatan Kadidal, buna rağmen bugüne kadar hiç kimsenin göçmenlerle iletişim kurma imkanı olmadığını söyledi.


Kandidal, İç Güvenlik Bakanlığının, çocukların Guantanamo’ya götürülmeyeceği yönünde açıklama yaptığını ancak bu göçmenler arasında kadınların bulunup bulunmadığını bilmediklerini ifade etti.


Avukatlar birçok engelle karşı karşıya


Hukukçu Ayla Kadah da Guantanamo’daki müvekkilleriyle görüşmek isteyen avukatların, uzun güvenlik izni süreci, bölgeye ticari uçuşlar olmaması, seyahatin askeri izinlerle ayarlanması ve telefon olanakları üzerindeki ciddi kısıtlamalar gibi engellerle karşı karşıya kaldığını kaydetti.


Kadah, Guantanamo’da 1991’de Haiti’den kaçan binlerce mültecinin ve 11 Eylül sonrasında Müslüman erkeklerin ve çocukların gözaltına alındığını hatırlatarak “Guantanamo hukuksuzluğun, işkencenin ve ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir yer olmuştur.” dedi.


ABD’den Guantanamo’ya transfer edilen göçmenlerin mahkemelere ve avukata erişim, usule uygun yargılama, yasa dışı gözaltından serbest bırakılma ve tutukluluk koşullarına itiraz gibi haklarının saklı olduğunu vurgulayan Kadah, Trump yönetiminin bu haklara saygı göstereceğine dair ise “inançlarının olmadığını” söyledi.


Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme’ye uyulmuyor


RMIT Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kampmark, göçmenlerin ABD’nin de taraf olduğu Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme uyarınca yasal temsil hakkına sahip olması gerektiğini ancak uygulamaların sözleşmeyle uyumlu olmadığına işaret etti.


Göçmenlerin Guantanamo’ya götürülme sürecine ilişkin “Trump’ın yaptığı şey, geleneksel bir süreci, siyasi amaçlarla dramatize etmek.” ifadesini kullanırken “MOC’de tutulan göçmenlerle iletişim kesildiği için tesislerin niteliğini tespit etmek zor.” değerlendirmesini yaptı.


“Bizim için de kötülerin en kötüsü demişlerdi”


Londra merkezli CAGE International adlı sivil toplum kuruluşu Koordinatörü Adayfi de “21. yüzyılın en büyük insan hakları ihlallerinden biri” olarak tanımladığı üs için “Guantanamo askeri üssünün içi, basitçe bir kara delik. Oraya bir kere girdiğinizde hiçbir hakkınız bulunmuyor ve hükümet size ne isterse yapabiliyor.” ifadelerini kullandı.


Hapishaneye ilk kez 2004’te avukatların girmeye başladığını aktaran Adayfi, aile ziyaretlerine ve telefon konuşmalarına izin verilmediğini, mektupların ise ya sahiplerine ulaştırılmadığını ya da sorgularda onların aleyhinde kullanıldığını anlattı.


Daha önce kendisi için söylenilenler ile halihazırda göçmenlere isnat edilenler arasında benzerlikler bulunduğuna işaret eden Adayfi, “Hükümet dünyaya ne isterse anlatabilir ve sadece hükümetin anlattığı bilinir, çünkü kimse tutuklulara ulaşamıyor.” değerlendirmesini yaptı.


Adayfi, “Onlar (göçmenler) için ‘Kötülerin en kötüsü’ diyorlar. Bizim için de ‘Kötülerin en kötüsü’ demişlerdi.” dedi.


ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem’in göçmenlere yönelik “Sokaklarımız bu çöp torbalarından kurtuluyor.” ifadelerine atıfta bulunan Adayfi, “Göçmenlere yapılan kötü muameleyi aklamak için öncelikle onları canavarlaştırıyorlar. Tıpkı daha önce Guantanamo’dakilere olanlar gibi.” diye konuştu.


Adayfi, gönderilen ilk göçmen grubundan bazılarının kaldığı Kamp VI’nın “Guantanamo’daki en kötü kamplardan biri” olduğunu da sözlerine ekledi.


Trump’ın göçmen karşıtı politikaları


Göreve başladığı gün imzaladığı başkanlık kararnamesiyle eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde getirilen “çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık” uygulamalarını kaldırma kararı alan Trump, daha sonra yasal yollarla göç etme imkanı tanıyan “CBP One” adlı uygulamanın da kaldırıldığını duyurmuştu.


Trump, 29 Ocak’ta ülkeye düzensiz giren “suçlu göçmenlerin” gözetim altında tutulması için Guantanamo Körfezi’nde 30 bin kişinin kalacağı tesisin hazırlanması talimatını vermişti.


Beyaz Saray, 2 Şubat’ta düzensiz göçmenlere hazırlanması için ABD Deniz Piyadelerinin Guantanamo Körfezi’ne ulaştığını bildirmişti.


ABD İç Güvenlik Bakanı Noem, üç gün sonra, Trump’ın talimatı üzerine Guantanamo Körfezi’ne düzensiz göçmen gönderme uygulamasının başladığını bildirmişti.


Noem, 18 Şubat’ta düzensiz göçmenleri sınır dışı etmek için ülke çapında bir kampanya başlattıklarını kaydetmiş ve göçmenleri ABD’yi “derhal” terk etmeleri, aksi takdirde sınır dışı edilecekleri konusuna uyarmıştı.


Göçmenlerin geçişini engellemek için sınıra asker konuşlandıran Trump yönetimi, ülkeye tek başına gelen ve ebeveyni olmayan göçmen çocukların göç mahkemelerinde temsil edilmesi için ayrılan fonların da kesildiğini duyurmuştu.

İLGİLİ HABERLER

POPÜLER HABERLER