Sistine Şapeli’nin bacasından dün yükselen beyaz dumanın ardından Aziz Petrus Bazilikası’nın büyük locasından dünyaya tanıtılan Papa 14. Leo’nun geçmişi ve bugüne kadar öne çıkan konularda verdiği mesajlar, uluslararası basın tarafından mercek altına alınmış durumda.
İlk konuşmasında silahsızlanma ve barış vurgusu yapan Papa 14. Leo’nun, 21 Nisan’da vefat eden Papa Franciscus’un çizgisinden çok farklı bir yol izlemeyeceği belirtiliyor.
Öne çıkan haber ve yorumlarda Papa 14. Leo’nun özellikle dünkü konuşmasında yaptığı gibi zayıf ve savunmasızların korunmasından yana olacağının sinyalini verdiğine, Kardinal olduğu dönemde de sürekli sosyal adalet vurgusu yaptığına işaret edildi.
Dünya gündeminin odağı haline gelen Papa 14. Leo’nun, Peru’da Chiclayo Piskoposu olarak görev yaptığı günlere ilişkin bazı iddialar da ortaya atıldı.
ABD medyasında yer alan haberlere göre Papa’nın 2022’de Peru’daki görevi sırasında cinsel istismar davalarını ele alış şekli eleştirilere konu oldu.
Rahipler Tarafından İstismara Uğrayanlar Ağına (SNAP) konuşan 3 kadın, Prevost piskopos olmadan önce Chiclayo’daki rahipler tarafından cinsel istismara uğradıklarını ancak konuya ilişkin soruşturma açılmadığını, piskoposluk makamının ilgili rahiplere ayin izni verdiğini savundu.
SNAP’te yer verilen iddialara göre 3 kadının ifadeleri, Kilise yetkilileri tarafından alınmadı ve iddialar sivil makamlara bildirilmedi, kadınlara psikolojik destek veya yardım sunulmadı.
Cinsel istismar davalarını arşivleyen STK de “endişeli”
Katolik din adamlarının karıştığı taciz ve cinsel istismar vakalarının arşivini tutan ABD merkezli sivil toplum kuruluşu (STK) “Bishop Accountability (Piskoposların Hesap Verebilirliği Girişimi)” Yönetim Kurulu Üyesi Anne Barrett Doyle de Prevost’un papa seçilmesinin ardından yazılı açıklamada bulundu.
Açıklamada, “Kardinal Prevost’un, papa seçilmesinden endişe duyuyoruz. Bilinen istismar sicili, tek bir istisna dışında kaygı verici. Peru’daki eski piskoposluk bölgesinde iki rahibe yönelik iddiaları görmezden geldiği yönünde mağdurlar tarafından suçlanmıştı ve istismara dair bilgileri kamuoyuna açıklama konusunda direnme geçmişi var.” ifadelerini kullandı.
Prevost’un, Piskoposlar Kurulu Başkanlığının başındayken cinsel istismar ve bu vakaları örtbas etmekle suçlanan piskoposlara ilişkin davaların gizliliğini koruduğu, bu isimleri açıklamadığı öne sürüldü.
Doyle, Prevost’un Peru’da 2015-2023 yıllarında Chiclayo Piskoposu olduğu sırada hiçbir istismarcının adını açıklamadığını ve bundan kaçındığını savundu.
New York Times da haberinde Chiclayo Piskoposu olduğu sırada Prevost’un soruşturma açtığını fakat bunu Vatikan’ın kapattığını iddia etti. Haberde yeni bir piskoposun gelmesinin ardından soruşturmanın yeniden açıldığı kaydedildi.
Vatikan ise Papa 14. Leo’nun konuya müdahilliğine ilişkin iddiaları yalanladı.
Papa 14. Leo’nun iklim değişikliği konusundaki tutumu
Prevost’un, dünyanın karşı karşıya bulunduğu kötüleşen çevre krizine ilişkin de “sözden eyleme” geçme zamanının geldiğini vurguladığı biliniyor.
Tanrı’nın insanlığa verdiği görev şeklinde nitelediği doğa üzerindeki hakimiyetin, “zorbalık” haline gelmemesi gerektiğini belirten Prevost, çevre ile “karşılıklılık ilişkisi”nin olması gerektiğini söyledi.
Prevost, Vatikan’a güneş panellerinin yerleştirilmesi ve elektrikli araçlara geçilmesi gibi önerilerde bulunarak, Vatikan’ın çevreyi korumadaki kararlılığını yineledi.
Yeni Papa 14. Leo’nun, iklim dışında yoksullara ve göçmenlere yönelik yardım konularında ise Papa Franciscus’un vizyonuna yakın olduğu belirtiliyor.
Yeni Papa’nın dikkat çeken yönleri
Uluslararası basında Papa 14. Leo’nun iyi derecede İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve Portekizce konuştuğu, Latince ve Almanca okuyabildiği belirtilirken tenise hayranlığı vurgulandı.
İtalyan basını ise “seçilen Amerikalı kardinallerin arasında en az ABD’linin Prevost olduğunu”, bunda ailesinin İtalyan-Fransız kökenli ve 20 yılını Peru’da geçirmiş bulunmasının etkili olduğunu yazdı.
Prevost’un Amerikan Katoliklerinde hakim olan “herkesi kucaklama” ve “kapsayıcılık” anlayışından geldiği ifade edilirken sosyal adalet ve zayıfların korunması vurgusuyla öne çıktığı belirtildi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama ile aynı üniversiteden mezun olduğuna işaret edilen Prevost’un, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden farklı bir çizgi izleyeceği kaydedildi.
İlk ABD’li Papa Prevost kimdir ve neden “Leo” ismini seçti?
Vatikan’daki Konklav’da yeni papa seçilen ABD’li Kardinal Prevost, 14 Eylül 1955’te Illinois eyaletinin Chicago kentinde dünyaya geldi.
Peru’da uzun yıllar görev yapan ve Peru vatandaşlığı da bulunan Prevost, 1982’de rahip olarak atandı ve 30 Eylül 2023’te selefi Papa Franciscus tarafından Kardinal yapıldı.
Prevost, Amerika kıtasından ikinci, ABD’den ilk papa olma sıfatını da aldı.
Konklav’da 133 kardinalin en az 89 oyunu alarak seçilen ve bu görevi kabul ettikten sonra kendisine “14. Leo” adını seçen yeni papanın bu tercihini Vatikan Basın Sözcüsü Matteo Bruni açıkladı.
Bruni, Prevost’un papalık ismi olarak 14. Leo’yu seçmesinde 1878 ile 1903 yılları arasında papalık yapan ve “kilisenin modern sosyal doktrini”ni başlatan 13. Leo’dan esinlendiğini belirtti. Bruni, bunu yapay zeka dönemindeki insanlığa ve bu çalışmalara tesadüf olmayan bir atıf olarak niteledi.
İtalyan basınındaki yorumlarda da Papa 13. Leo’nun, iki yüzyıl arasında dünyanın büyük geçiş döneminde Kilise’nin modernleşmesi yönünde adımlar atan papa olmasıyla öne çıktığına işaret edildi.