Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ı kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü.
Görüşme sonrası basına açıklamalarda bulunan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart, Cumhurbaşkanı Tatar ile yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek, Ocak ayında New York’a giderek Güvenlik Konseyi’ne rapor sunacağını belirtti.
Stewart, görüşmede Ekim ayında BM Genel Sekreteri ile yapılan gayrıresmi yemeğin de değerlendirildiği ve sürecin nasıl ileri taşınabileceği konusunda Tatar ile görüş alışverişi yaptıklarını ifade etti.
Colin Stewart toplantıda ayrıca, yeni geçiş kapıları ve Pile – Yiğitler yolu ve geniş katılımlı toplantının koşullarının konuşulduğunu kaydetti.
Görüşmeye ilişkin basına açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, her iki tarafın da çıkarına olacak şekilde yeni sınır kapıların açılması konusunda bir anlayış geliştiğini anımsattı.
Tatar, bu çerçevede Haspolat kapısının açılmasına önem verdiklerini vurgulayarak, Haspolat’ın özellikle ticari araçların geçişine açılmasıyla, hem Yeşil Hat Tüzüğü bağlamında ticaretin artırılmasına hem de ticari taksilerin de oradan geçmesiyle Metehan kapısında bir rahatlaya fayda sağlanacağını belirtti.
Tatar, “Trafik yoğunluğunun yüzde 65’i Metehan kapısındadır. Dolayısı ile Haspolat kapısının açılması, zaten çok mantıklıdır ve Rum tarafının da buna karşı çıkmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Türk tarafının transit geçişlere onay vermesinin mümkün olmadığını, kapının kuzeydekilerin güneye güneydekilerin de kuzeye geçmesi suretiyle olması gerektiğini belirten Tatar, her kapıda duruma göre polis ve gümrük memuru bulunması gerektiğini, bunun da bir maliyet olduğunu ve iyice değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.
Tüm bunların somutlaştırılabilmesi adına Stewart’ın kendi çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Tatar, kendisine ayrıca bir yıl önce Pile – Yiğitler yolunda yaşananları da hatırlattığını belirtti.
Tatar, Pile’den Larnaka’ya yapılan yola kimse karşı çıkmazken, Pile’den Yiğitler’e yapılan yolda yaşananların rahatsızlık ve tedirginlik yarattığını da anımsatarak, “Kıbrıslı Türklerin kuzeye geçmek için İngiliz üslerinden geçip Beyarmudu’ndaki kapıyı kullanmak zorunda kaldıklarını hatırlattık. Bu rahatsızlıkların geride kalması için mutlak surette Pile – Yiğitler yolunun tamamlanması gerektiğini de tekrar hatırlattık” dedi.
Tatar, Stewart ile görüşmesinde hem bu konular hem de gayrı resmi yemek buluşmasından sonra gündeme gelen daha geniş katılımlı toplantı konusunun ele alındığını da söyledi.
Tatar, anavatanlar ve iki tarafın liderlerinin katılımı ile Birleşmiş Milletler’in nezareti ve İngiltere’nin müdahil olma talebi sonucunda daha düşük düzeyde bir toplantı olabileceği noktasında bir anlayış geliştiğini belirtti.
Stewart’ın kendisine aktardığına göre, Birleşmiş Milletler Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun Ocak ayında Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini kaydeden Tatar, bu toplantı için her iki tarafla istişare ederek bazı hazırlıklar yapacağını, toplantının ise Şubat veya Mart aylarında olmasının beklendiğini belirtti.
Türkiye ve KKTC’nin pozisyonunun bu toplantıya katılarak kendi düşüncelerini ifade etmek olduğunu söyleyen Tatar, “Bizim pozisyonumuz nettir. Eğer bir müzakere süreci olacaksa mutlak surette egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyidi ile mümkündür. Ama gayrı resmi görüşmelerde zaman zaman temas ve buluşmalarda her iki tarafın karşılıklı olarak görüş alışverişinde bulunması her iki tarafın yararınadır. Hiçbir zaman böyle bir iletişim ve diyaloğa karşı olmadık. Ama resmi bir müzakere süreci için pozisyonumuzu sürdürmekteyiz” dedi.
Colin Stewart’ın ABD’ye gideceğini ve Güvenlik Konseyi’ne bir rapor sunacağını da söyleyen Tatar, temennisinin, gayrı resmi yemekte BM Genel Sekreteri’nin yaptığı açıklama ve kişisel temsilcisi Maria Angela Hoquin’in iki taraf için ortak bir zemin olmadığı açıklamasının, Stewart’ın raporunda da yer alması olduğunu kaydetti.
Tatar, teknik ve tarihi olan bu bilgilerin raporlara geçmesinin kendileri için çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.